Soru: Ramazan’da oruçlu iken hanımına -inzal olmamak (boşalmamak) kaydıyla- şehvetle dokunan, onu öpen, sarılan ve orucunun bozulduğunu zannettiğinden bilerek yiyip içen kişiye kefaret gerekir mi?
FETVA
Kişinin oruçlu iken eşine şehvetle dokunması, onu öpmesi, ona sarılması[1] gibi ameliyeler inzal olmadıkça (boşalmadıkça) orucu bozmaz.[2] Nitekim Allah Rasulü de ﷺ oruçlu iken hanımlarını öperdi.[3] Ancak kişinin orucun bozulduğunu zannedip, bilerek yiyip-içmesiyle oruç bozulur.[4] Bu durumda kefaretin gerekliliği hususunda Hanefi fukahası şu tafsilatı zikretmektedir:
Şayet kişi, belde halkının fetva noktasında kendisine güvendiği bir fıkıh aliminden[5] fetva alarak orucunun bozulduğu kanaatine ulaştıysa kefaret noktasında bir şüphe oluştuğundan ondan kefaret düşer.[6] Zira fetva noktasında ehliyetli olmayan kişi, Müslümanlar katında muteber olan bir müftünün fetvasıyla amel etmekle mükelleftir.[7] Bundan dolayı fukaha, “Avamın mezhebi müftünün mezhebidir.” demektedir.[8] Ayrıca Allah Rasulü ﷺ şüphe ile hadlerin düşürülmesini emretmiştir.[9] Bir cihetle had cezasına benzeyen kefaret de şüphe ile düşer.[10]
Bir alime danışmadan kendi kanaatine göre hareket ederek orucunun bozulduğuna hükmeden ve yiyip-içen kimseye ise kaza ile birlikte kefaret de gerekir. Çünkü suret itibariyle bu fillerin oruca zıt bir durumu olmadığından kişinin kanaati, yerinde olmayan bir zan olarak değerlendirilerek itibara alınmamıştır.[11]
Şafiî mezhebine göre ise kefaret, ancak Ramazan’da cinsi münasebette bulunmakla gerekir; yemek-içmekten dolayı gerekmez.[12] Unutarak yiyip-içen kimse, orucunun bozulduğunu zannederek cima ederse Şafiîlerde sahih olan görüşe göre orucu bozulur[13] ancak kişinin zannı dikkate alınarak kefaret gerekmez.[14]
[1] Oruçlu kimsenin, eşiyle münasebetinin sınırlarıyla alakalı ayrıntılı bilgi için bkz. https://fetva.ifam.org.tr/oruclu-kisinin-esiyle-munasebetinin-sinirlari-nelerdir/
[2] Burhanuddîn el-Merğînânî, el-Hidâye Şerhu Bidâyeti’l-Mübtedî (Karaçî: Mektebtu’l-Büşrâ, 2021), 1/345.
[3] Buhârî, Savm, 23 (Hadis No: 1927).
[4] Bkz. el-Merğînânî, el-Hidâye Şerhu Bidâyeti’l-Mübtedî, 1/358.
[5] Kefaretin düşmesi için fetva alınan müftünün fıkıhta ehil ve halk nezdinde muteber olması gerekir. Aksi halde kefaret düşmez. Bkz. Muhammed Emin İbn Abidin, Raddu’l-Muhtâr ala’d-Durri’l-Muhtâr (Beyrut: Dâru’l-Marife, 2015), 3/445.
[6] Alâuddîn Ebu Bekir b. Mes’ûd el-Kâsânî, Bedâiu’s-Senâi’ fî Tertîbi’Şerâi’ (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 2010), 2/620.
[7] Bkz. Zeynuddîn İbn Nüceym, el-Bahru’r-Râik Şerhu Kenzi’d-Dakâik (Dâru’l-Kitâbi’l-İslâmî, ts.), 2/316.
[8] İbn Abidin, Raddu’l-Muhtâr ala’d-Durri’l-Muhtâr, 3/445.
[9] Ebû Hanîfe Nu‘mân b. Sâbit b. Zûtâ b. Mâh, Müsnedu Ebî Hanîfe rivâyetu’l-Haskefî (Karaçi: Mektebetu’l-Büşra, 2010), ss. 458-459 Hadis No: 314.
[10] Bkz. el-Merğînânî, el-Hidâye Şerhu Bidâyeti’l-Mübtedî, 1/345.
[11] el-Kâsânî, Bedâiu’s-Senâi’ fî Tertîbi’Şerâi’, 2/619-620.
[12] Ebu’l-Hasen Ali b. Muhammed b. Muhammed Habîb el-Basrî el-Mâverdî, el-Hâvî’l-Kebîr fi Fıkhi Mezhebi’l-İmam eş-Şâfiî (Şerhu Muhtasari’l-Müzenî) (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 1999), 3/434.
[13] Şemsuddîn Muhammed b. Muhammed el-Hatîb eş-Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc İlâ Ma’rifeti Me’ânî Elfâzi’l-Minhâc (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 2011), 1/592.
[14] Şihâbuddîn Ahmed b. Muhammed b. Ali b. Hacer el-Heysemî, Tuhfetu’l-Muhtâc bi Şerhi’l-Minhâc (Beyrut: Dâru’d-Dıyâ’, 2020), 3/698.