Soru: Ramazan dışında herhangi bir orucu bozunca kefaret gerekir mi?
FETVA
Ramazan dışında nafile bir oruca başlayan kimsenin özürsüz olarak orucunu bozabileceği noktasında fukaha ihtilaf etmiş; Haskefî[1] ve el-Mergīnânî’nin[2] de içinde bulunduğu alimler başlanılan nafile orucun özürsüz bozulmasının caiz olmadığını, İbnü’l-Hümâm[3] ise caiz olduğunu ifade etmiştir. Her halükarda bu kimseye bozduğu oruca bedel olarak bir gün oruç tutması gerekir.[4]
Kişi Ramazan ayı dışında hangi tür orucu tutuyor olursa olsun onu kasten bozması durumunda Ramazan’ın aksine yalnızca bir gün kaza eder.[5] Zira Ramazan’da orucunu kasten bozana kefaret gerekmesinin sebebi hem Allah Rasulü’nün ﷺ bunu emretmesi,[6] hem de Ramazan ayının hürmetini çiğnemesidir.[7] Peygamberimizin ﷺ Ramazan ayı içerisinde orucunu kasıtlı olarak bozan kimseye kefaret tutması gerektiğine dair ifadesi kıyasa (fıkhın genel kurallarına) aykırı olarak verilmiş bir hükümdür.[8] Nitekim kıyasa göre bozulan orucun karşılığında sadece bir gün oruç tutulması gerekirken Allah Rasulü ﷺ kefaret olarak iki ay oruç tutulmasını emretmiştir. Bu nitelikteki bir hadiseye ise bozulan diğer oruçları kıyas etmek caiz değildir.[9] Şafiî mezhebinde ise yalnızca Ramazan’da bilerek cima etmek suretiyle orucunu bozan kimseye kefaret gerekmekte,[10] diğer aylarda tuttuğu oruçları bozması halinde ise kefaret gerekmemektedir.[11]
[1] Alâüddîn Muhammed b. Alî b. Muhammed el-Haskefî, ed-Dürrü’l-muḫtâr (Beyrut: Dârül-Kütübil İlmiyye, 2002), 150.
[2] Ebü’l-Hasen Burhânüddîn Alî b. Ebî Bekr b. Abdilcelîl el-Fergānî el-Mergīnânî, el-Hidâye şerhu bidâyeti’l-mübtedî (Sind: el-Büşra, 2021), 1/353.
[3] Kemâlüddîn Muhammed b. Abdilvâhid b. Abdilhamîd es-Sivâsî el-İskenderî İbnü’l-Hümâm, Fetḥu’l-ḳadîr li’l-ʿâcizi’l-faḳīr (Beyrut: Dâru’l-Fikr, ts.), 2/360.
[4] Ebü’l-Hüseyn Ahmed b. Ebî Bekr Muhammed b. Ahmed el-Kudûrî, el-Muḫtaṣar (Beyrut: Darü’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1997), 64.
[5] Muhammed Emîn b. Ömer b. Abdilazîz el-Hüseynî ed-Dımaşkī İbn Âbidîn, Reddü’l-muḥtâr ʿale’d-dürri’l-muḫtâr (Beyrut: Darul Fikr, 1992), 2/404.
[6] Buhari, Savm, 30 (Hadis No:1936); Müslim, Sıyâm, 81 (Hadis No:1111).
[7] Zeynüddîn b. İbrâhîm b. Muhammed el-Mısrî İbn Nüceym, el-Bahru’r-Râik Şerhu Kenzi’d-Dekâik (Dâruʼl-Kütübiʼl-ʻİslami, ts.), 2/299.
[8] Ekmelüddîn Muhammed b. Mahmûd b. Ahmed er-Rûmî el-Mısrî el-Bâbertî, el-ʿİnâye (Daru’l-Fikr, ts.), 2/341.
[9] Ali Haydar Efendi, Dürerü’l-hükkâm şerhu Mecelleti’l-ahkâm (Dârül-Cebel, 1991), 1/33.
[10] Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed el-Hatîb eş-Şirbînî, Muġni’l-muḥtâc ilâ maʿrifeti meʿânî elfâẓi’l-Minhâc (Daru’l-Kütübü’l-İlmiyye, 1994), 2/177.
[11] Ebû Hafs Sirâcüddîn Ömer b. Reslân b. Nasîr b. Sâlih el-Kinânî el-Bulkīnî, et-Tedrîb fi’l-fürûʿ (Riyad: Dâru’l-Kıbleteyn, 2012), 1/348.